mariannelson: Batum'dan Samsun'a 7. Gün

22 Temmuz 2012

Evet geldik turun son gününe. Artık hedefimiz öğleden sonra Samsun'da olmak. Artık son gün olunca ve bir an önce Samsunda olma isteği içimize dolunca son gün hakkında not bile almamışız :) Notlarım arasında bugüne dair sadece tur verileri var, gidilen km vs :)

Sanırım sabah 06.30da kalktık, toparlanma vs derken yola çıkış saatimiz 8e yaklaştı. Tam benzin istasyonunda güneş kremimizi sürerken istasyon çalışanları bize karşıdan giden bisikletlileri gösterdiler. Bir de baktık ki Frank ve Martje :) Hemen seslendik, onlarda akşam Fatsa'da sahilde ağaçların altına çadır kurmuşlar. Bugün hedefleri Samsun'da olmakmış ama biraz yavaş gidicez dediler. Kahvaltı yapıcak bir yer arıyorlarmış, kahvaltıyı beraber yapma ve Samsun'a kadar beraber pedallama kararı aldık :) Başladık pedallamaya...

Ünye'ye girmeden önce yol üzerinde bir dükkanda kahvaltı molası veriyoruz. Daha doğrusu sadece fırından ekmek, yanındaki bakkaldan da içecek, peynir vs almak için durmuştuk ama bakkal sahibi dükkan önündeki masa - sandalyede kahvaltı yapabileceğimizi söyledi. Ramazanda çokta beklemediğimiz bir hoşgörüydü açıkçası, Frank ve Martje çok şaşırdı bu duruma :) Biz kahvaltı için sadece ekmek ve üçgen peynir alıp yanında da Ice Tea içerken Frank ve Martje çok daha tedarikliydi. Adamların kahvaltısının fotoğrafını çekmek isterdim gerçekten, yanlarında taşıdıkları tasın içine mısır gevreği, süt, taze kayısı ve kuru üzüm katıp afiyetle yediler. Gerçekten enerji patlaması yaratıcak bir kahvaltı oldu ki yola çıktığımız anda anladık bunu :) Ünye'ye girmemiz ve çıkmamız çok hızlı oldu 22-23 km hızla Frank'a yetişemedim hatta bu dakikalarda baya geride kaldım. Frank önden 25-26 km hızla güzel bir tempo tutturdu, Martje yanında, Emre abi arkasında bende baya bi arkalarında yola devam ettik :)

Ünye'yi geçmemizin ardından Samsun il sınırlarına girdik 7 gün sonunda. Artık önümüzde Terme ve Çarşamba ilçeleri var sadece.

Ünye çıkışında Frank ve Martje tempoyu biraz düşürdüler bende arkalarından yetişebildim :)

Ünye'den çıktıktan sonra yolun karşı tarafında bir bayan bisikletçi gördük, kendisi Amerikalıymış ve kocasıyla birlikte turdaymış. Fakat bahsettiği kocası ortalıkta gözükmüyor. Başta şaşırdık acaba kadın yollarda uçtu mu, yıllardır kocasını mı arıyor falan gibi düşünceler aklımızdan geçmedi değil :) Neyse bayanla gölgede konuşuyorduk felaket bir rüzgar var, bizde oldukça terliyiz. Zaten dün akşam midemi bozmuştum bu üşütmede bana iyi gelmeyecek gibi, midemde bi hareketlilik var. Böyle olunca özür dileyerek bizimkilerin yanından ayrılıp yolun karşı tarafına bisikletlerimizin yanına geçiyorum. Aradan 5 dk geçtikten sonra Emre abi geldi, biz yola devam edicez Frank ve Martje arkamızdan yetişecekler.

Terme'ye girmeden önce baktım mide beni daha fazla götürmücek, benzin istasyonunda istifra molası veriyorum :) Üzerine sade soda içtikten sonra yeniden yola koyuluyoruz. Terme'deyiz.

Leyleği bu tura çıkmadan önce Bafra turundayken havada görmüştüm, bu turunda son gönünde leyleği yuvasında görmemiz çok manidar oldu gerçekten... Ama biz bu turdan sonra yerimizde durmayız sanırım.

Samsun'da tarım fuarı varmış, hem Terme'de hem Çarşamba'da her yerde bu afişleri gördük.

Artık yolun son kilometrelerindeyiz, Terme'yi geçtik. Ama performansımız yerlerde. Hem Emre abi hemde ben sıcağın etkisiyle bitmiş durumdayız. Hızımız maksimum 16 kilometreye çıkıyor. 14-16 arasında bitkin şekilde gittik uzunca bir süre yada bize çok uzun geldi bilemiyorum :)

Çarşamba girişinde yolun karşı tarafında bir karpuzcu gördük, baktık gölgelik dedik burda mola verelim birde karpuz kestiririz :) Hemen yolun karşısına geçtik, karpuzcu abimiz bizle pek diyaloğa girmeyince Emre abi adamın turist olduğumuzu düşündüğünü sandı. Biz Türküz abi diye bir cümle kurdu :) Abinin tepkisi harikaydı "Senin Türk olduğun belli zaten" dedi.

Neyse orta boy bir karpuz seçtik ikimiz bitiririz derken baktık karşıdan Frank ve Martje gidiyor, yetişmişler bize. Hemen onları da davet ettik karpuzun yanına bir de kavun keseriz derken karpuzu bile zor bitirdik ama karpuzcu abimiz sağolsun bize birde kıyak geçerek buz gibi kavun kesmiş :) Kavunu da mideye indirdikten sonra artık yola çıkmaya hazırız.

Karpuz - kavun çok iyi geldi 14-16 arası sürünen hızımız 24-26 arasına çıktı diyebilirim :) Çarşambaya 2-3 km yolumuz vardı zaten onu hızlıca geçerek Çarşamba'nın içine giriyoruz.

Yeşilırmak;

Çarşambayı geçtikten sonra Samsun'a yaklaşık 40 km yolumuz kaldı ama inanın ki turun son günü olunca yollar bitmek bilmiyor :) Çarşamba çıkışında Frank mola istiyor uygun bir yer bakıyoruz. En sonunda Martje geride 2 tane bank gördüğünü söyledi ve oraya döndük. Banklar bi evin bahçesindeydi evin fotoğrafını neden çekmedim diye soruyorum şimdi kendime :) 1.83 civarı boyum var banklara oturduğumda ayaklarım yere değmiyordu, evin boyutlarında da inanılmaz bir orantısızlık vardı, evde bi ara trollerin yaşadığını falan düşünmedik değil :)

Molayı yemek molası olarak geçiştirdik, karpuzun üzerine benim birşey yiyecek halim yok. Bim'den aldığımız fındıkla idare ediyorum. Frank ise coştu üzerlerine çikolata sürerek dilim dilim ekmek yedi :) Hatta bu konuya da baya güldük, ortalama 25 km hızla giderken Frank bunları yedikten sonra 30a çıkar diye düşünüyorduk ama genelde aynı tempo da devam ettik.

Çarşamba çıkışında ilk gün bizi yolcu eden ve 6 ağustosta bizim rotanın tersini arkadaşlarıyla geçecek olan Yılmaz'ı aradım. Planladığımızdan erken gelmemize çok şaşırdı. Geldiğimizde haberleşmek üzere sözleştik.

Hava oldukça kapalıydı, bu bize baya bir avantaj sağladı. Sonunda kurtulduk güneşten.

Vee sonunda 40 kilometre yolda öyle yada böyle bitti. Sonunda Samsun girişindeyiz.

Bandırma Vapurunun o tarafta durup konuşuyoruz ve direkt Atakum'a geçme kararı alıyoruz. Yılmaz'ı aradım ama Yılmaz meydan tarafında buluşalım diyince Rus Pazarının önünde buluşmak üzere sözleştik. Rus Pazarına doğru devam ettik ve vardığımızda bizi karşılayan arkadaşlar yoktu :) Biraz beklemeden sonra Yılmaz, Samet ve Egemen 6 Ağustostaki Batum yolcuları uzaktan görüldüler. Birlikte birşeyler içmek üzere Sevgi Cafeye gittik.

Karşılamaya dair bir fotoğraf;

Soldan sağa; Ben, Yılmaz, Frank, Egemen, Emre, Frank'ın Koga Miyata :)

Beraber Atakum'a doğru benim evime gitmek üzere tekrar yola koyulucaz. Bir 10 km daha yolumuz var yani. Yolda biz Yılmazla öncü birlik olduk arkadan da Frank, Martje ve Emre abi geliyorlar. Bi ara Yılmazla arkamıza bir baktık kimse yok, hemen geri döndük ve arkada bizimkilerle sohbet eden 2 bisikletçi daha gördük :)

İsveçli Thomas ve Daniel turlarına İsveç'ten başlamışlar ve Gürcistan'da bitirmeyi planlıyorlarmış. Liseyi bitirdikten sonra çalışmaya başlamışlar ve kazandıkları parayla da anladığım kadarıyla bisiklet turu yapıyorlar. 2 arkadaşta 23 yaşında ve gerçekten yaptıkları olay büyük cesaret. Her ikisinin bisikleti de 26" Surly tur bisikletiydi. Thomas çok geyik bir adam, Daniel biraz daha ağırbaşlı :) Bizi oldukça güldürdüler açıkçası, en komiğide il tabelalarında Nüfus'un altında yazan Rakım'ın ne olduğunu anlayamamışlar ve kendilerine göre "Köyde yaşayan Gay insan sayısı" olarak yorumlamışlar :) Onlarda bu gece Atakumda bir evde kalacaklarmış. Hadi o zaman beraber gidelim diyoruz.

Soldan sağa; Thomas, Daniel, Emre

Sonunda Atakum/Türkişte Thomas ve Daniel ile ayrılıp bizde evimize doğru yola koyuluyoruz. Ve evdeyiz, turu mutlu şekilde bitirdik :) Duş olayını vs halledip dinlendikten sonra akşam yemeği için Frank ve Martje ile dışarı çıktık, Yılmazda yemekten sonra bizi opera gösterisine davet etti fakat ben arkadaşıma söz verdiğim için katılamayacağımı söyledim.

Akşam yemeğinden bir fotoğraf;

Perşembe Akşamı Bisikletçileriyle Opera etkinliği.

Fakat bizim dostlar burada sıkılmışlar ve Olimpiyat'a geçmişler bende Tufanla birlikte sonradan katılıyorum. Olimpiyat Bar'da tur finalini kutluyoruz.